Nisan 14

ah ulan neydi 90 lar

çocukluğu-ergenliği 90 larda geçmiş olan kayıp bir kuşak var, ya da biz öyle hissediyoruz. yaşlandıkça romantiğe bağlıyor insan evladı, yumuşuyor. dün gece yarısı 90 lar neydi amq, ne yetenekler görmezden gelindi, harcandı gitti sorunsalı geldi aklımıza sevdiceğimle, youtube u açıp, search kutusuna “90 lar pop” yazdık ve hunharca hatırladıklarımızı dinledik, fast forward ettik. sizler için bir seçki oluşturdum, belki google dan bulursanız yazıyı açar siz de nostalji yaparsınız bir gün :D

Cenk Eroğlu – Son Rüya (1993) https://www.youtube.com/watch?v=jvGc1wO4BFY
Serkan Civelek – Bitmeli yada Bitmeli (1998) https://www.youtube.com/watch?v=CJpQUJr9lME
Öztürk – Kaç gel (1997) https://www.youtube.com/watch?v=Uw01TZGm1CI
Orçun – Gece inmeden (1997) https://www.youtube.com/watch?v=nFOdsoURWRk
Ah Canım Ahmet – Hasret (1994) https://www.youtube.com/watch?v=mGgz5c5yyFs
Cem Ali – Şimdi Hayallerdesin (1995) https://www.youtube.com/watch?v=-7eNAVbLtmQ
Yıldız Tilbe – Aşk yok olmaktır (1996) https://www.youtube.com/watch?v=7iY-5sjzTzk
Kaan – Sen sevdiğimsin (2000) https://www.youtube.com/watch?v=2u-ioWDIDFc (akustik yeni versiyonu)
Nilüfer Örer – Mevsim Bahar (1998) https://www.youtube.com/watch?v=DL4Sw4N9LIk
Gökhan Kırdar – Yerine Sevemem (1994) https://www.youtube.com/watch?v=ke6gSw0QWak
Ufuk Bigay – Öpmeye Doyamadığım (1993) https://www.youtube.com/watch?v=DRlDoyUg8MA
Kerim Tekin – Akşamlar (1997) https://www.youtube.com/watch?v=MCLQTtZYm40
Aşkın Nur Yengi – Susma (1990) https://www.youtube.com/watch?v=Q52x94w_viA
Fikret Alper – Tenni terenne (1994) https://www.youtube.com/watch?v=fGQu9uTcSBM
Akın – Rebeka (1995) https://www.youtube.com/watch?v=Lx5lEQQ_83M
Ali Güven – Yolcu (1997) https://www.youtube.com/watch?v=ReVebIXqYFA
Reyhan Karaca – Sevdik Sevdalandık (1997) https://www.youtube.com/watch?v=6ahjwoNB01c
İnan – Anlatmak Zor (1998) https://www.youtube.com/watch?v=mrRULQ-7u0w
Murat Gürkan – Barmen (1998) https://www.youtube.com/watch?v=D_mm_ovjHu0
Burak Kut – Yaşandı Bitti (1995) https://www.youtube.com/watch?v=7YvOCQyj2R4
Tarkan – Kış Güneşi (1994) https://www.youtube.com/watch?v=gqEXClwcc54
Mustafa Sandal – Araba (1996) https://www.youtube.com/watch?v=aNtvyjqAOS0
Metin Arolat – Dert Değil (1995) https://www.youtube.com/watch?v=yQz8Rh8SVA8
Serdar Ortaç – Nereye gideyim (1997) https://www.youtube.com/watch?v=GJH404ad_IU
Orhan Atasoy – Gemiler (1993) https://www.youtube.com/watch?v=6geyRTTh188
İlhan İrem – Sürgün Gibi Masallarda https://www.youtube.com/watch?v=_ijp30BHZ6o
Doğuş – Gamsız https://www.youtube.com/watch?v=_ijp30BHZ6o

Haziran 13

Biri bana amsterdam’ı anlatsın.

amsterdam şöyle amsterdam böyle, ot çektik mantar yedik. ebenin amı ali sami diyordu turgay abi toprağı bol olsun. ebenizin amı diyorum, gittim gördüm, mantar yalan, ot mot ta kafa yapmıyor. kokaini tavsiye ederim bulabilene. amsterdam da red light denen turnike kerane mantığı da gün görmemiş ayılar için. ulan o kadar sene rusyada randevu evi striptiz kulüp gördüm avrupada fkk sauna club gördüm, böyle rezillik görmedim. abartan ayı oğlu ayılar, bi striptiz kulübe gidin, bi fkk gezin derim. ne diyodu kendini bilmez bi ismi lazım değil, biri bana tokyoyu anlatsın. röttardam 5 basar, hamburg, copenhag 10 basar.

Category: Genel | No Comments »
Haziran 13

Folk metalin dibi

isveçte swedenrock festivali 15 yıldır geleneksel bir şekilde kutlanıyor. bu yıl fırsat bulup katıldım. keşfettiğim bir çok başarılı rock metal gruplarını metalci keyif müptelası arkadaşa buradan duyurmayı borç bildim. öncelikle AC/DC ye benzer tarzı ile avusturalyalı metal grubu Airbourne çok hoşuma gitti, solist tam bir bağrıyanık. sırtına attığı gibi gitarını hiç bir emniyet kemeri olmadan sahnenin yanındaki iskeleden 10-15metre yüksekliğe tırmanıp bir süre orada çalıp söylemesi izleyiciyi orgazma ulaştırmaya yetti sevgili keyif pezevengi okur.

folk metal tarzında eluveitie beni büyüleyen diğer bir grup oldu. fülüt keman metal müziğe nasıl entegre olur merak edenler dinlesin izlesin.

öldüğü halde ölümü reddeden bi takım sikko gruplar yok muydu? vardı. def leppard, toto, extreme .. mına koduklarım sesiniz çıkmıyo bırakın bu işleri. hele mötley crüe, “orospu evladı” başka kelime bulamıyorum. judas öyle mi, judas priest dün ki gibi ses şov. slash ve miles kenedy yine öyle, hakkını veriyor. her neyse rahvan gitsin sevgili sefa pezevengi boşver bunları. asıl diyeceğim bu scream vokal brütal vokal siki ne zaman çıktı amq. adam gibi neden söylenmiyor, behemoth diye polonyalı satanist bir grup çıktı. safi anırma tepinme, sizin ben cibiliyetinizi dedim ama bi baktım bi ben sevmemişim nordik ipneler tapıyo.

ulan koskoca 100 bin kişi içinde bi adam daha yoktu.
seneye keyif pezevengi arkadaşları sölbesborgda festivalde görmek nasip olur mu?

swedenrock.com

Category: Genel | No Comments »
Ocak 29

keyifli bir yazı

işe yeni girmişim o yıllarda, taşındığımız evde de şofben yok. benim soğuk suyla yıkanmaktan, ya da tencerede su ısıtmaktan zifrim sikilmiş ama derim kalınlaşmış resmen lan. kışın göbeğinde dalıyorum buz gibi suya umurumda değil fok balığı gibi olmuşum, buzulların üzerinde güneşlenip, göbeğimi kaşıyıp el çırpacak kıvama gelmişim. her zaman söylerim, insan acayip bir makina amına koyiim her şeye alışıyor. neyse ben ilk maaşla koşa koşa gidip spotçudan ucuz yollu bir elektrikli şofben aldım. spotçu olduğu için servis falan yok haliyle, çağırdım bi elektrikçi geldi taktı şofbeni, kaçarak gitti. hemen attım kendimi suyun altına, bi sik ısıttığı yok tabi aslında, zaten ip gibi de azıcık bir su akıyor ordan ama tencereden maşrapayla su dökünmekten bin kat daha konforlu tabi o an bana. ben suyun altında oynaşırken musluğa gidiyor elim ve sürpriz, sağlam bi silkeleniyorum, elektrik çarpıyor beni, hay amına koyiim. adam nasıl taktıysa hacı o şofbeni, duş açıkken bütün ev voltaj manyağı oluyor, duşun altındaki de çarpılıyor, mutfaktaki musluğu açan da çarpılıyor, herkes çarpılıyor amına koyiim. biz artık çükümüzle amper ölçecek hale geliyoruz çarpılmaktan, uyurken götümüze 100 mumluk ampul tak, cavlım cavlım yanar, o kıvamdayız. lan öyle bi stres ki, düşün, girmişsin suyun altına kafanı şampuanlıyorsun, aynı zamanda her an gelebilecek o sarsıntıyı bekliyorsun, ve geliyor da orospu çocuğu, başlıyorsun banyoda sabunlu sabunlu breakdance yapmaya. millet banyoda 31 çeker sen voltajla zirveye çıkıyorsun. artık bi gün akımı keseyim falan diye kendi bildiğimce ufacık yeşil bi leğen vardı, onu aldım koydum küvete, içine girip öyle açtım duşu. leğen o kadar küçük ki iki ayağım birden zor giriyor içine. duşun musluğunu da açıp kapatırken bulaşık eldiveni takıyordum çarpılmayayım diye. orda ölüp gitsen o an sahneye bak amına koyiim, banyoda çırılçıplak adam, ayakları sik kadar yeşil küvetin içinde ellerinde bulaşık eldiveni. bildiğin sapıkça lan, rezilliğe bak. cenaze namazını bile kılmazlar yeminle. atıp çukura gömerler öyle leğenle, eldivenle.

https://eksisozluk.com/entry/27821218

Category: Genel | No Comments »
Ocak 29

keyifli bir hikaye

benim kediyi veterinere götürdük geçen hafta, cebimizdeki son paramızı da vericez ibnekar için. taksi paramız bile yok, arkadaş geldi aldı sağolsun arabayla. neyse girdik içeri, benim manyak zaten veteriner görünce delleniyor. işemeli sıçmalı dejenere partiye çevirdi içerisini. benim ellerimde ısırmasın çizmesin falan diye takılan o kocaman eldivenler, kan ter içinde kedi kovalıyorum odada, benimki bi yandan sıçıyor, bağırıyor, işiyor koşturuyor falan içerde, peşimizde de elinde iğnesiyle veteriner kızımız. yok, baş edemiyoruz pezevenkle. o sıra içeri bir ana kız girdi, kızın da kucağında bir kedi. üçü de bok gibi para kokuyorlar. kızın adı ılım. ılım 16-17 yaşlarında, ılımdan güzellik akıyor. ılım ağır bir kız, çok yüz göz olmuyor bizimle, annesi anlatıyor bize ılım’ı, ılım “evet, o mükemmellik benim” der gibi bakıyor sadece. ılım’ın kucağında sinba var. ılım’ın kedisi. kedi o kadar vakur duruyor ki, bırak kutuyla taşımayı, taht olsa tahtla getirirsin veterinere. sinba ılım’ın kucağında, pencereden uzaklara bakarken veteriner yapıyor aşısını, dönüp bakmıyor bile sinba, bir “of ulan” bile demiyor, öyle mağrur. fransız sanat filminden bir sahne gibiler içeride. dönüp benim kediye bakıyorum sonra, adı haydar, 10 yaşında, bir dişi kırık, nefes nefese bokun sidiğin ortasında yatmış bana bakıyor, ben elimde koca eldivenler kan ter içinde mal mal dikiliyorum orda. haydar benden utanıyor ben haydar’dan o an. boynumuzu büküp çıkıyoruz veterinerden. “amına kodum sinba’sı” diye mırıldanıyor haydar.

https://eksisozluk.com/entry/48614294

Category: Genel | No Comments »
Ocak 25

Pazar günü keyfiniz kaçmasın diye ne yapmamalı

bugün hava güzeldi istanbulda. çıkıyim bi geziyim hava alıyim okullar da tatil millet zktirip gitmiştir yollar boştur diyodum kendi kendime. hazırlandım çıktım, üsküdarda bir arkadaşımla oturup şirket kurmak için fikir alışverişinde bulunalım demiştik. e5 e yaklaşırken baktım ki e5 in anası ağlamış, herkes duruyo öylece, kimse terketmemiş a.q. istanbulunu. maltepe den verdim kendimi arka tarafa içerenköye doğru arka yollardan, sonra ordan e5 kadıköy sahil yolu üsküdar, bi trafik bi trafik. insanlar kaldırıma sığmıyor. üsküdar merkeze vardım, otoparklarda yer yok. her neyse lafı uzatmıyorum, uzun lafın kısası bu şehirde keyfin kaçmasın istiyosan pazar günü evinden çıkma.

Category: Genel | No Comments »
Kasım 19

Fıstık ezmesi ve rejim

son zamanlarda nereye dönsem insanlar kilo vermenin peşinde, sikkoluk almış yürümüş. aman onu yeme aman bunu dilleme. be sikkolar bütün gün hareketsiz kalıp yemek yememekle çözülür mü bu iş. kardiyo şart sevgili okuyucu. nedir kardiyo, götünü kaldıracan hareket edicen, koşacaksın, yüzeceksin … vs kısacası hareket edeceksin. apple tutmuş ayfon 6 ya hareket sensörü koymuş ve senin haberin olmadan attığın adımı sayıyo. bak bak bak. kalp krizi geçirmeye yakın gel uygulama satın al diyecek, başka ne amacı olabilir ki. gelelim bu konunun hayattan zevk alma kısmına. yiyeceksin içeceksin ohhh be diyeceksin, sabahları suntaya (ekmek deil tatsız tutsuz sunta gibi bir materyal isim koymak gerekti sunta dedim) vereceksin fıstık ezmesini (muhteviyatında peynir altı tozu olan tavsiye edilir). 2 sunta indirdin mi sabah, öğle yemeğine kadar metabolizma coşar. üstüne bol su ve hareket. öğlen yemeğinde aban kırmızı ete, beyaz ete. akşam hafif geçiştir. sonra gelip bana onu yeme deme, ağzına kürekle vururum acımam.

Category: Genel | No Comments »
Eylül 29

atom fiziği de profesörlük de yerin dibine batsın.

Keyif pezevengi’nin mottosu nedir? bu sorunun cevabı işte bu filmde. 1974 yapımı Kadir inanır’ın başrolü Hale soygazi ile paylaştığı Ceza adlı bu şaheser. Filmi youtube a yüklemişler, bulunca sevindim lan resmen. Replikleriyle, tavır, şekil ve hareketleriyle gülmekten yarılacağınız bir film, linke tıklayın filmi sonuna kadar izleyin, özellikle kadir’in isyan ettiği bundan sonra “itliğin köpekliğin profesörü olacağım” sahneleri gelince iyice neşeniz yerine geliyor, “ulan neyin kafasıyla bu senaryo yazıldı, hangi kafayla bu film çekildi” diye bi yandan taşak geçerken bi yandan da “iyiki çekmişsiniz lan, ne eğlendim amq” diyecek hayır dualarınızı esirgemeyeceksiniz. bu filmi 3-4 kişi izleyin, bira ve çerezle iyi gider, akabinde bir 10 gün mavrasını yaparsınız.

http://www.youtube.com/watch?v=JDqxKwNkPro

http://www.sinematurk.com/film/2614-ceza/